Hastalıkların Belirtileri ve Teşhisi

 

: BULAŞICI ÜST SOLUNUM YOLU HASTALIĞI (INFECTION BOVINE RHINOTRACHEITIS)

Akut ve bulaşıcı bir üst solunum yolu hastalığıdır.

ETMENİ

Bir virüstür. Solunum kanalının enfekte olmasından sonra, 2-3 ay boyunca yavru atmalar ve ölü doğumlar görülür. Organizma çoğunlukla, plasenta ve fetüs’ü saran virüs, vulva ve vaginanın iltihaplanmasına neden olarak vulva vaginitis’i oluşturur.

BELİRTİLERİ

Yüksek ateş, burun ve göz akıntısı, iştahta azalma, hızlı solunum. Ergin hayvanlarda bu hastalık nedeniyle olan ölüm oranı düşüktür. Hatta hiç tedavi edilmeyen hayvanlar bile, 10-14 günde iyileşebilmektedir. Buna karşın, hastalık buzağılarda yüksek oranda ölüme neden olur.

YAYILMASI

 

TEŞHİS

Hastalığın aşılama yoluyla etkin biçimde kontrolü mümkündür.

ÖNLEME

 

TEDAVİ

 

: .

 

. : BURUCELLOZ (BRUCELLOSIS)

Sür sığırlarında büyük oranda kayıplara neden olan brucelloz, “bang” olarak da isimlendirilir.

ETMENİ

Brucella Abortus isimli bir virüstür.

BELİRTİLERİ

Yavru atma ile karakterize bir enfeksiyon hastalığıdır. Yavru atan ineğin genel durumunda dikkati çekecek bir bozukluk olmaz. Yavru atan ineklerin etenesi geç düşer, ödemlidir. Boğalarda testisler tek veya çift taraflı büyür. Ağrılı ve sert şişlik vardır. Spermanın döllenme yeteneği azalır.

YAYILMASI

Bulaşma sindirim sistemi yoluyla olur. Bu hastalığın mikrobunu hayvanlar yedikleri yemlerle, içtikleri sularla ve çiftleşme neticesinde alırlar. Çok bulaşıcı bir hastalıktır. Hayvanların vücuduna giren mikrop döl yatağına yerleşir. Yavru ile yavruyu saran zar arasında iltihaplanma yaparak yavrunun düşmesine neden olur.

TEŞHİS

Hastalığın teşhisi oldukça zordur. Her yavru atan hayvan bu hastalığa yakalanmış değildir. Yavru atmalar çeşitli sebeplerle de olabilir. Bu sebepler ise, gıda zehirlenmeleri küflenmiş ve kokmuş yemleri yeme, sıkışma, zorlamada yavruyu atmaya sebep olmaktadır. Ancak, bu hastalık sebebiyle yavru atan yani hasta olan hayvanın fercinden devamlı akıntı gelir. Bu akıntı pek çok enfeksiyon etmenini taşımaktadır. Son zamanlarda damızlık sürülerden devamlı suretle kan alınmakta ve bakteriyoloji laboratuarlarında da serolojik muayeneye tabi tutulmaktadır. Hastalık, kan aglütinasyon testi ile teşhis edilir. Test sonuçlarının pozitif olması halinde 3-4 ay aralıklarla sürüden alınan süt örneklerinde test sürdürülür.

ÖNLEME

Hayvanlar bruselloz’a karşı aşılanabilmektedir. 5-6 aylık dişi buzağılara uygulanmaktadır. Aşılamada Brucella organizmasının “strain 19 (S-19)” denilen soyu kullanılmaktadır. Buzağı aşılandıktan sonra, bir süre aglütinasyon testine tepki gösterir. Daha yaşlı hayvanların aşılanması durumunda, kan testi sonucunun negatif olması için, çok daha uzun bir süre geçmelidir. S-19 aşısı 5-6 aylık yaştan daha büyük hayvanlara uygulandığı takdirde, hayvanın kan testine karşı göstereceği reaksiyon, bazen ömrü boyunca bile pozitif olabilir. Bu nedenle, bazı özel durumlar hariç, ergin hayvanlara S-19 aşısı yapılmamalıdır. Alınması gereken diğer önlemler:

1. Hayvancılıkla ilgilenenler bu konuda bilinçlendirilmelidir.

2. Sürüye yeni alınan hayvanlarda serolojik test yapılıp, reaktör olmadıkları anlaşıldıktan sonra sürüye katılır.

3. Brucellosisden ari olmayan yerden damızlık alınmaz.

4. Yavru atan hayvanlar hemen tecrit edilir. Plasenta ve fetus laboratuara gönderilerek bakteriyolojik muayene yaptırılır.

5. İki hafta sonra kan alınarak serolojik testler yaptırılır.

6. Fetus veya yavru zarları gömülerek imha edilir.

7. Bulaşık yerler temizlenip dezenfekte edilir.

TEDAVİ

Bu hastalığın tedavisi yoktur.

: .

 

. : BUZAĞI DİZANTERİSİ

Özellikle 2 haftalıktan daha küçük buzağılarda görülen önemli bir hastalıktır.

ETMENİ

Nekroz bakterileri (Fussabacterium necrophorum) tarafından meydana getirilen, ağız, yutak ve gırtlak mukozalarında difteroid yangı ile karakterize olur.

BELİRTİLERİ

İshal, su kaybı, iştah azalması ve halsizlik, solunum güçlüğü, pis kokulu burun akıntısı ve salya ile karakterize olur. Semptomların şiddeti, hastalığa neden olan organizmaya ve buzağının kondisyonuna bağlıdır.

YAYILMASI

 

TEŞHİS

Klinik semptomlarla kolay tanınır.

ÖNLEME

Buzağıyı doğumun ilk 1-4 saati içinde 2-3 kg kolostrum ile beslemek ve 3 gün süre ile kolostrum beslemesini sürdürmektedir. Böylece buzağı, hastalık etmeni olan pek çok organizmaya karşı pasif bağışıklık kazanır. Kolostrum, buzağının genel direncini arttıran vitaminleri, proteinleri ve mineral maddeleri yüksek oranlarda bulundurur.

Dizanterinin ve yayılmasının önlenmesi güçtür. Buzağılar için kuru, temiz ve cereyansız barınaklar sağlanması ve besleme kaplarının temiz olması, esas önlemleri oluşturmaktadır. Şiddetli salgınlarda, buzağı bölmelerinin boşaltılıp temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi gerekir.

TEDAVİ

Su kaybının önlenmesi, tedavi açısından önemlidir. Su kaybı, elektrolit solüsyonla beslemek suretiyle önlenebilir. Antibiyotikler ve sulfanomidlerde, su kaybının önlenmesinde yararlıdır.

: .

 

. : GÖBEK HASTALIĞI

Göbeğin, bazen de eklemlerin hastalığı olarak da bilinir.

ETMENİ

Çok çeşitli organizmalar neden olur. Sürüde, doğum öncesinde uterus enfeksiyonları olabilir. Bu enfeksiyonların çoğu, doğum sonrasında göbek kordonu veya ağız yoluyla buzağının vücuduna girebilir. Erken doğan buzağılarda enfeksiyon oranı çok yüksektir.

BELİRTİLERİ

 

YAYILMASI

 

TEŞHİS

 

ÖNLEME

Buzağı bölmelerinin ve padokslarının temiz tutulması doğumda hijyenik kurallara uyulması, hastalığı önleyici uygulamalardır.

TEDAVİ

Penisilin-Streptomism karışımı etkin olabilir.

: .

 

. : GRİP (PARAINFLUENZA 3)

Virütik bir enfeksiyondur.

ETMENİ

 

BELİRTİLERİ

Nefes almakta güçlük ve ateş ile görülür. Çoğu zaman bakteriyel enfeksiyonlarla kombine olur.

YAYILMASI

 

TEŞHİS

 

ÖNLEME

Hayvanların sağlık kurallarına uygun olarak bakılması ve aşılama, önleyici faktörlerdir.

TEDAVİ

En az 3 hafta aralıkla, 2 defa aşılama yapılmalıdır.

: .

 

. : KUDUZ (LYSSA)

Tüm sıcakkanlı hayvanların beyinlerinde yerleşen ve oradan sinirler vasıtasıyla tükürük bezlerine gelerek genellikle salyadan yaraya bulaşan, mutlaka ölümle sonuçlanan bir hastalıktır.

ETMENİ

Bir virüstür.

BELİRTİLERİ

Huzursuzluk, ürkeklik, gözlerde büyüme, etrafa saldırma, ağızdan salya akması, su içememe, ayaklarda felç ve nihayet ölüm.

YAYILMASI

Virüs, sağlam ciltten organizmaya girer. Bulaşma daha çok hayvanların ısırmasıyla olur.

TEŞHİS

Şüpheli hayvanlar 10 gün süreyle karantinaya alınır. Kuduz olan hayvanın hücresinde Negri cisimcikleri vardır. Bu cisimcik de ancak laboratuarda görülebilir.

ÖNLEME

: Başıboş köpekler imha edilmeli, şüpheli köpekler aşılanmalıdır.

TEDAVİ

Kuduza yakalananlar tedavi edilemezler.

: .

 

. : LEPTOSIPIROSIS

İnsanların, evcil olan-olmayan hayvanların bulaşıcı bir hastalığıdır.

ETMENİ

L. Pomana, L. Grippotyphosa, L. Hardjo gibi mikroorganizmalardır.

BELİRTİLERİ

Hastalanan buzağıların iştahı azalır, ateşi yükselir. Bu belirtileri genellikler anemi izler. Daha yaşlı sığırlarda belirtiler bazen orta şiddette, bazen de şiddetli olabilir. Teşhisi güçtür. Başlıca şu belirtiler görülür; sür verme birden azalır, süt sarımsı ve koyu kıvamlı bir durum alır, iştah azalır, idrar kanlıdır. Hayvan enfekte olduktan 2-5 hafta sonra yavrusunu atar. Hastalanan hayvan meme bezlerinde iltihaplanma yoktur.

YAYILMASI

Enfeksiyon, sığırlar veya başka tür hayvanlar arasındaki temas veya bulaşık yiyecek, su vb. yoluyla bulaşır.

TEŞHİS

Hastalık, kan testi yoluyla teşhis edilebildiği gibi, enfekte olmuş hayvanlardan veya atılan fetus’ten organizmanın izolasyonu yoluyla da mümkündür.

ÖNLEME

Yavru atmaları ve ölümü önleme için, yılda bir defa L. Pomana Bactrin ile aşılama yapılması yeterli olur. L. Hardjo’ya karşı aşılama, 6 ayda bir defa yapılmalıdır. Son zamanlarda her üç Peptospiria türüne karşı da etkin bir aşı geliştirilmiştir. Hayvanların, kemiricilerde enfekte olmuş evcil olan ve olmayan hayvanlardan, bulaşık sularla temas etmesinin engellenmesi hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir.

TEDAVİ

Erken teşhis halinde hastalık antibiyotiklerle tedavi edilmektedir.

: .

 

. : MASTITIS

Memenin bir veya daha fazla lobunun iç dokusunda olan enfeksiyonlara karşı, süt salgılama dokusunun gösterdiği reaksiyondur.

ETMENİ

Strophylococcus aureus, Streptococcus agolactiae, Streptococcus uberis, Coliform organism, Aerobacter acrogenes, Pseudomonas acruginosa ve Mycoplasma organizmaları.

BELİRTİLERİ

Mastitis bir yangıdır, (inflamasyon) enfeksiyon değildir. 5 önemli belirtisi vardır. Bunlar:

1. Calor : Sıcaklık artışı,

2. Rubor : Kızarıklık (hiperanemi nedeniyle),

3. Tumor : Şişkinlik,

4. Dolor : Acı hissi,

5. Fonksiyon Kaybı: Düşük süt verimi.

Hastalık Seyri: Hastalık belirtilerinin ortaya çıkış şekil ve yoğunluğu bakımından mastitis 2 ayrı gruba ayrılmaktadır.

1. Akut Mastitis: Akut mastitis durumunda meme ve sütteki gözle görülebilir değişiklikler, bir kaç gün içinde aniden ortaya çıkmaktadır. Somatik hücre sayısı akut mastitisli bir ineğin sütünde 10-20 milyon/ml’yi aşmaktadır.

2. Kronik Mastitis: Kronik mastitiste bağ doku artışı nedeniyle memede sertlik oluşmaktadır.

o Klinik Mastitis: Memede şişkinlik, acı hissi, sıcaklık artışı ve kızarıklık, sütte ise gözle görülebilir değişimler vardır.

o Subklinik Mastitis: Sütte ve memede pek fazla bir değişim görülemez, ancak süt üretimi düşmüştür. Subklinik mastitis durumunda somatik hücre sayısı değişkendir, hastalık tek bir testle belirlenemez. Subklinik mastitise sahip bir hayvanın süt üretiminde azalma meydana gelmektedir. Bu düşüşün enfekte olmuş her bir meme lobunda %9-45 gibi geniş bir orana sahip olacağı araştırıcılar tarafından saptanmıştır. Subklinik mastitis durumunda süt üretimindeki azalmadan oluşan kaybın payı toplam kazanç kaybı içerisinde %70’tir. Mastitisle toplam para kaybının %30’luk kısmını ise hastalığın klinik durumunda erken sürü dışı bırakılma ve ölümler ile bozulan süt ve tedavi masrafları oluşturmaktadır.

YAYILMASI

 

TEŞHİS

 

ÖNLEME

 

TEDAVİ

Klinik enfeksiyonlar (özellikle akut vakalar), uygun sistematik tedavi ile veya meme içine ilaç uygulanarak iyileştirilebilir. Subklinik ve kronik durumlar da, kuruda kalma döneminde yapılan tedavi, oldukça etkindir. Kuruda kalma peridiyodunda uygulanan tedavide hem laktasyon devresinde açığa çıkmış fakat ilerlememiş enfeksiyonların iyileştirilmesi, hem de yeni enfeksiyonlardan korunulması amaçlanmaktadır.

Tedavinin etkinliğini hastalığa neden olan organizmanın özel antibiyotiklere olan duyarlılığının tespiti için, laboratuar kültürleri ve antibiyotik duyarlılık testleri yapılmaktadır.

: .

 

. : ŞAP (APHTAE EPIZOOTICAE)

Halk arasında “tabak” da denilen bulaşıcı bir hastalıktır.

ETMENİ

Doğada bulunan virüslerin en küçüğü olan, Picornavirus grubundan bir virüstür.

BELİRTİLERİ

Yüksek ateş iştahsızlık ağız mukoz membranlarında, tırnak aralarında, krona bölgesinde ve memelerde vesiküler kabarcıkların oluşumu. Hastalığın muhtelif tipleri olduğu gibi, her tip içinde de alt tipler bulunmaktadır.

YAYILMASI

Hastalıklı hayvanlarla ve bunlara ait malzemelerle temas, yağmur suları, rüzgar, suni tohumlama, ortaklaşa kullanılan suluklar ve meralar vasıtasıyla bulaşır.

TEŞHİS

Semptomlara bakarak hastalığın teşhisi güç değilse de, yalancı şap hastalığı veya vesiküler stomatitis ile karıştırmamak ve virüs tipini belirlemek için dil epitelinin laboratuarda incelenmesi gerekir.

ÖNLEME

Aşılamadan 10 gün sonra bağışıklık kazandıran ve bağışıklık süresi 6 ay olan aşısı vardır. Ancak, hastalık çıkan yıllarda, dörder ay ara ile yılda üç defa aşılama hayvanları hastalığa karşı korur. Aşılama, hastalık tip tespiti yapıldıktan sonra yapılmalıdır. Dünyada şap ile mücadelede uygulanan muhtelif metotlar vardır. Birisinde, şapa yakalanan tüm hayvanlar kesilerek bedelleri mal sahibine ödenir. Diğer metot aşılamadır. Ülke çapında muntazam olarak uygulanır. Bir başka metot ise hasta hayvanların izole edilerek tedavi edilmesidir.

TEDAVİ

 

: .

 

. : ŞARBON (ANTHRAX)

Bu hastalığa halk arasında “Kara çıban” ya da “Dalak”da denilmektedir.

ETMENİ

Hastalık etmeni, antrassis tarafından oluşturulan akut infeksiyöz bir hastalıktır.

BELİRTİLERİ

  • Vücut sıcaklığının yükselmesi (41-42°C),
  • Nabız oranının artması,
  • Titreme, çırpınma hareketleri,
  • Solunum güçlüğü,
  • Ağızdan salya ile birlikte kan gelmesi,
  • Kan işeme, kanlı ishal,
  • Dalağın büyümesi,
  • Kanın koyu renk alması ve pıhtılaşması,
  • Derinin çok kuru olması,
  • Süt veriminin azalıp, süt renginin sararması,
  • Hayvanın hızla zayıflaması belirtileri ile karakterize olur.

YAYILMASI

Şarbon hastalığı aşağıdaki yollarla hızla etrafa yayılmaktadır.

  • Hasta hayvandan artan yemleri yiyen hayvanlarla veya bu yemlere karışan basil sporları rüzgarlarla etrafa uçarak yayılır.
  • Hasta hayvanların otladığı mer’aya giden hayvanlarla,
  • Kan emici böcekler, hasta hayvanın kanını emerek alır, sağlam hayvana iletir.
  • Çeşitli aşılamalar yoluyla,
  • Kemik ve kan unu besinleriyle etrafa yayılır.

Bu hastalığın hayvandan hayvana, doğrudan doğruya bulaşması, hasta hayvanın kanı yahut vücut akıntıları, sağlam hayvanın taze yarasına temasıyla olur.

Genç hayvanlar bu hastalığa daha çok yakalanırlar. Yerli ırklar, kültür ırklarına göre daha dayanıklıdır.

İnsanlara Bulaşması: İnsanların hastalıklı hayvanlarla teması, infekte et, süt ve bunların ürünleri ile infekte olurlar. İnsanlarda, mikrobun alınış yoluna göre daha ziyade akciğerlerde ve deride görülebilir.

TEŞHİS

Veteriner hekim ve deneyimli kişiler, hastalığı kolayca belirleyebilseler de, kesin teşhis kan frotisi, lam üzerinde bir damla kan ve kulaktan kesilen bir parça (deri) laboratuara gönderilir. Ayrıca dalak, karaciğer, böbrek ve ince bağırsaktan alınan parçaların laboratuara gönderilmesi gerekmektedir.

ÖNLEME

 

TEDAVİ

Hasta hayvan serum ile tedavi edilebilir. Basillus anthracis penisilin ve streptomisin verilir. Bu uygulama 12 saat ara ile günde iki defa 10-20.000 IU/kg ve 3-6 gram streptomisin verilir. Uygulama 5 gün devam eder.

: .

 

. : TRIKOMONIYASIS (TRICIHOMONIASIS)

Sığırların üreme organı hastalığıdır.

ETMENİ

Trichomonas fetus denen bir protozoadır.

BELİRTİLERİ

Yavru atma, döl tutmama gibi üreme aksaklıklarına neden olur.

YAYILMASI

İneklere çiftleşme sırasında, hastalığı taşıyan boğalar tarafından geçirilir. Enfekte olmuş ineklerde, çiftleşme sırasında boğaya bulaştırabilir.

TEŞHİS

Hastalığın kesin teşhisi inek veya boğanın cinsel organından alınan örneğin mikroskobik analizi ile yapılabilir. Çiftleşme kayıtlarının muntazam olarak tutulması, sürüde hastalığın bulunup bulunmadığının anlaşılmasında oldukça yararlıdır.

ÖNLEME

Enfekte olmuş sürülerde, hastalık taşımadığı kesin olarak bilinen boğalardan alınan semen ile suni tohumlama yapılmalıdır. Bu süre içerisinde ineğin iyileşmesi mümkündür. Çünkü bu organizma, gebe olmayan bir inekten 3 aydan daha uzun süre yaşayamamaktadır.

TEDAVİ

Trikhomoniyasis için henüz aşı geliştirilmemiştir.

: .

 

. : TÜBERKÜLOZ (TUBERCULOSIS)

 

ETMENİ

Etmeni, mycobacterium tuberculosis adlı bir bakteridir.

BELİRTİLERİ

İştah azalır, geviş getirme, süt verimi birden kesilir. Hayvan ızdıraplı görünüştedir; inler, sancı belirtileri gösterir. Nabız ve solunum hızlanır, beden ısısı yükselir. Dışkı koyu kahve renkte, idrar koyu kırmızı görünüştedir. Dışkı da kan da olabilir. 1-2 gün içinde ölümle sonuçlanır. Ölüme yakın devrede beden ısısı normalin altına iner.

YAYILMASI

Bulaşma, solunum ve sindirim yolları ile olur, hayvandan hayvana veya insandan insana geçtiği gibi hayvandan insana da geçer. Tüberkülozlu hayvanın yanında bulunan sağlam hayvana da bu hastalık geçebilir. Hastalık görüldüğünde hayvan hemen kesilmelidir. Hasta ineğin sütü iyice pişirilmeden buzağılara içirilecek olursa hastalık buzağılara geçer. Ayrıca hasta ineğin sütünü içen insanlara da tüberküloz geçmektedir.

TEŞHİS

En güvenilir ve emin teşhis mikroskobik ve kültürel muayenelerdir. Bugün en çok kullanılan teşhis yolu tüberkülin testleridir. Tüberkülin testi üç şekilde tatbik edilir.

1. Deri altına,

2. Deri içine,

3. Göz içerisine.

Bu testler, tatbik edildiği zaman eğer hayvanda tüberküloz hastalığı varsa, deri altında yapılan testte, hayvanın beden ısısı yükselir. Deri içine verilende ise, testin tatbik edildiği yerde deri şişer ve kızarır. Göze tatbik edilende ise, gözde koyu kıvamda bir sıvı akar.

ÖNLEME

  • Yılda bir veya iki defa bütün sığırlara tüberkülin uygulamak ve pozitif reaksiyon verenleri mecburi kesime sevk ederek sürüdeki enfeksiyon kaynaklarını kurutmaktadır.
  • Hayvan bakıcıları ve hayvan ile teması olan diğer kişilerinde her yıl muayeneden geçirilerek, özellikle “akciğer tüberkülozu” yönünden muayene edilmeleri gerekmektedir.
  • Yeni satın alınan bir damızlık, tüberkülin testinden geçirilmeden diğer hayvanların yanına katılmamalıdır.
  • Kronik öksürük sebepsiz zayıflama, lenf yumrusu şişliği, memelerde kronik şişlikler bir alarm olarak kabul edilmeli ve hayvanlar hemen tüberkülin testinden geçirilmelidir.
  • Açık ve yarı açık ahırlardaki enfeksiyon riskleri, ahırlardaki enfeksiyon riskinden çok daha düşüktür.

TEDAVİ

Yapılan çalışmalarda tam tesirli bir aşı henüz bulunamamıştır.

: .