Echınococcus Granulosus (kıl hastalığı)

Halk arasında köpek hastalığı, kıl hastalığı, köpek kisti veya su kesesi gibi isimlerle bilinen hidatidoz dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi kontrolsüz hayvan kesimlerinin fazla olduğu ülkemizde oldukça yaygın olan ve üzerinde dikkatle durulması gereken önemli bir ekonomik ve halk sağlığı sorunudur.

Hidatidoz erişkin sekli köpek, kurt, çakal gibi etçil hayvanların ince bağırsaklarında yasayan Echinococcus granulosus isimli şeridin koyun, keçi, sığır basta olmak üzere birçok memeli hayvan ve insanlarda gelişen larva şekilleri hidatik kist’lerin neden olduğu zoonoz bir hastalıktır.

Bu şerit 2-6 mm uzunluğunda olup üç halkadan oluşur. Koparak dışarı atılan şeridin son halkası (gebe halka) içinde yaklaşık 400-800 adet yumurta bulunur. Enfekte köpeklerin dışkısı ile atılan bu halkaların diş etkenlerle parçalanması sonucu  yumurtalar çevreye yayılarak su ve gıda maddelerine bulaşırlar. İnsanlar ve hayvanlar gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu parazit yumurtalarını bulaşık su ve gıda (sebze, meyve) maddeleriyle veya  yumurtalarla bulaşık ellerin yıkanmadan ağıza götürülmesiyle alarak enfekte olurlar. Alınan bu yumurtalar insan ve hayvanların ince bağırsaklarında enzimlerin etkisiyle parçalanır ve içerisindeki embriyo serbest kalır. Serbest kalan embriyo kan yoluyla karaciğer ve akciger basta olmak üzere beyin, kalp, böbrek gibi  birçok organa giderek yerlesir ve bu organlarda hidatik kist’leri olustururlar. Bu kistlerin boyutlari findiktan çocuk basi büyüklügüne kadar degisebilir. Kistlerin içerisinde protoskoleks denen onbinlerce serit bascigi bulunur. Eger bu kistli organlar köpekler tarafindan yenilirse çigneme ve  sindirim esnasinda kistler parçalanarak içindeki protoskoleks’ler açiga çikar ve herbiri köpegin ince bagirsaginda eriskin serit haline dönüsür.   

Enfekte insanlarda kistin bulundugu organa bagli olarak karin agrisi, bulanti, kusma, sarilik, solunum güçlügü, öksürük, bas agrisi, isitme, görme, algilama ve koordinasyon bozuklugu gibi belirtiler görülebilir. Ayrica bazen vurma, çarpma, düsme gibi durumlarda kistlerin patlamasi sonucu   anaflaktik sok olusabilir ve ölümlere neden olabilir. Çok büyük ekonomik kayiplara neden olan bu hastaligin hayvanlarda tedavisi mümkün degildir. Insanlarda ise kistlerin ameliyatla çikarilmasi veya ilaçla küçültülmesi mümkün olmakla beraber tedavi çok güç ve risklidir. Son verilere göre bu hastaligin ülkemizdeki insanlarda yayginligi 100.000 de 4’tür. Hidatidoz’un kesimlik hayvanlardaki yayginligi bölgelere göre degismekle birlikte % 0.9 ile % 58.6 arasindadir . Eriskin seridin köpeklerdeki yayginligi ise % 0.32-59.2 arasindadir.

Hidatidoz’un ekonomik zararlari

Hidatidoz hastalar sonuçta da ülke ekonomisi üzerine oldukça önemli zararlar vermektedir.  Insan vakalarinda hastaligin teshis ve tedavisi amaciyla çok yüksek harcamalar yapilmaktadir. Ayrica hastaliktan dolayi ameliyat geçiren bireylerde tam iyilesme saglanamamakta, bu kisiler sürekli nüks korkusuyla yasamaktadir. Bu da bireylerin moral durumlarini bozmakta, yasam kalitesini düsürmektedir. Bu insanlarin isgücü azalmakta ve çalistiklari islerde verimli olamamaktadir. Hidatidoz kasaplik evcil hayvanlarin verimlerinde kalite ve miktar olarak önemli derecede kayiplara neden olmaktadir. Enfekte hayvanlarin zayiflamasi sonucu parasal degeri düser. Ayrica hasta hayvanlarda et, süt ve yapagi verimi düser, kisirlik orani artar ve gebelerde düsükler görülebilir, en önemlisi de kistli organlarin imha edilmesi sonucu çok büyük parasal kayiplar ve protein kayiplari  olusur.

Hidatidozdan Korunma Yollari

Hayvanlarda tedavisi mümkün olmayan bu hastaligin insanlardaki tedavisi ise oldukça zor ve risklidir. Bu nedenle diger birçok bulasici hastalikta oldugu gibi en uygun çözüm yolu insan ve hayvanlarin bu hastaliktan korunmasidir. Bu hastalikla mücadele için yapilmasi gerekenler sunlardir;
  • Kasaplik hayvanlar sadece mezbahalarda kesilmeli
  • Hayvan kesim yerleri mutlaka Veteriner Hekim kontrolünde olmali
  • Kurban Bayramlarinda basin yayin araciligi ile hastalik hakkinda halka bilgiler verilmeli
  • Mezbahalara köpeklerin girmesi engellenmeli
  • Kesilen hayvanlarin kistli organlari hiçbir suretle köpeklere verilmemeli
  • Kesim sonrasi kistli organlar mutlaka imha edilmelidir
Özellikle Kurban Bayramlarinda Kurban kesen herkes kestikleri hayvanlarin iç organlarini kontrol etmeli, eger içi sivi dolu beyaz keseler var ise bunlari imha ederek köpekler tarafindan yenmesini engellemelidir.