Bovine Spongiform Encephalopathy (Bse) (Delı Dana)

Genel Özellikleri Creutzfeldt-Jacob (CJD) hastalığının yeni versiyonu 1995 yılında ilk kurbanını aldığından beri deli dana hastalığı ile ilgili tartışmalar yeni bir boyut kazanmıştır.

İngiltere’de kırmızı et tüketimi 1960’li yıllar düzeyine düşmüş, İngiliz ekonomisinde kayıp 1 milyar pound’u aşmıştır. Özellikle hastalığa yol açan prion’un bulaşıcılığı konusunda endişe verici gelimseler söz konusudur. Deli dana hastalığı üzerinde çok konuşulan, ancak bilgilerin somutlaştırılmadığı bir konu olarak gündemimize girmiştir. BSE (BOVINE SPONGIFORM ENCEPHALOPATHY Sığırların süngersi beyin hastalığı- Deli inek hastalığı) insan ve hayvanlarda görülen, bulaşıcı karakterdeki süngersi beyin hastalıkları-Transmissible Spongiform Encephalopathy (TSE)- grubunda yer alan bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır.

Bulaşıcı süngerimsi beyin hastalığı olarak adlandırılabilecek hastalık birçok hayvan türü ve insanlarda değişik isimler altında birbirine benzer bulgularla seyretmektedir. Ne virüs nede bakteri olan ve İngilizce Proteinaceous Infectious Particle kelimlerinden türeyen prion bulaşıcı bir protein parçacığı olarak tanımlanmaktadır.

BSE; Sığırlarda  davranış ve hareket sistem bozuklukları ile karakterizedir. İlerleyici sinir hücresi dejenerasyonu sonucu, sinir sisteminde mikroskobik olarak değerlendirilebilen sünger görünümüne yol açan öldürücü bir hastalıktır. Sığırlarda BSE 19883 yılında tanımlanmıştır.  Koyun ve keçilerde görülen benzeri hastalık "scrapie" , ise 1930'lu yıllarda rapor edilmiştir. Bununla beraber, hastalığın Avrupa'da koyunlarda klinik olarak 1700'lerde bile görüldüğü anlaşılmaktadır.  BSE yalnızca İngiltere’de görülüyor denebilir. 1994 yıllının başlangıcında İngiltere’de 120.000 sığır’ın BSE’ ye yakalandığı bilinmektedir. Haftada yaklaşık olarak 750 vaka görülmüştür. Bu vakaların % 92,5’u yalnız süt ineklerinde geri kalanı ise besi hayvanlarında görülmüştür. Giderek artış gösteren sığır hastalığı İngiltere ve bazı Bati Avrupa ülkelerinde rastlanmakta olup, 1993 yılı ortalarına kadar İngiltere, İskoçya ve Galler bölgesinde yaklaşık 100.000 vaka tespit edilmiştir.  BSE'nin bulaşmasında en önemli faktörün sığır rasyonlarina katılan rendering ürünleri olduğu kabul edilmektedir. Hastalığın besi sığırlarına nazaran sütçü ırklarda daha sık görülme nedeni bu hayvanların et-kemik unu içeren  konsantre yemlerle beslenmesi olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle Haziran 1988 yılında itibaren Ingiltere de  hayvan beslenmesinde et-kemik unu kullanımı yasaklanmıştır.  Alınan tedbirlere paralel olarak hastalık görülme sıklığında önemli azalmalar şekillenmiştir. İthal edilen hayvanlarda hastalığın çıkışından sonra Avrupa Birliği ülkelerinde 28.7.1989 tarihinden itibaren 10 aylıktan büyük (18.7.1988 tarihinden önce doğan) sığırların Ingiltereden alımı yasaklanmıştır. Ayrıca sığırların sakatatlarının ortak pazar ülkelerine girişi de yasaklanmıştır. Böylece organların ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılması önlenmiştir.

BSE’ ye ve diğer TSE’lere karşı koruyucu amaçla bir asi ve ayni zamanda hem koruyucu  ve hem de sağaltıcı gaye için bir hiperimmun serum henüz gelistirilememistir. Hastalığı kontrol altına almak için bazı koruyucu  önlemler uygulamaya konulmuştur. Erken teşhisi, sağaltımı, asisi, serumu  ve ayni zamanda geriye dönüsü  olmayan bu ölümcül hastalığın etrafa  bulaşmasını önlemek için çok ciddi tedbirler alınarak uygulamaya konulması gereklidir. Bu önlemler ve öneriler aşağıdaki gibi sıralanabilir;
 
  • Bir sürüde BSE  sürü hemen itlaf edilmelidir.
  • Çiftlik hayvanlarının besin zincirine  ruminant  ürünleri katılmamalı
  • BSE görülen ülkelerden  her türlü hayvansal  ürün ithali durdurulmamalı
  • Yurda kaçak canlı hayvan, et ve et ürünlerinin girişi kontrol edilmeli
  • Kesim öncesi sinirsel belirti gösteren hayvanlar BSE yönünden incelenmeli
  • Rendering tesislerinin güvenli bir şekilde 134-138°C’de çalıştırılmasına dikkat edilmeli
  • Sığır orijinli materyalden hazırlanan ilaç, kozmetik ürünlerinin risk taşıdıkları ihmal edilmemeli,
  • Ülkemizin et ihtiyacı ithalat yolu ile değil, gerileyen hayvancılığımıza destek verilmesi sonucu üretim artışı ile çözülmeli